Müzik terapisi, müzik uygulamalarının, müzik terapi konusunda ehliyetli bir profesyonel tarafından klinik ve kanıta dayalı kullanımıyla, terapatik ilişki içinde gerçekleştirilmesidir.
Müzik konusunda araştırma yapan uzmanların görüşüne göre müzik, konuşmadan önce de vardı. Konuşma için gerekli olan soyut kavramlar, hafıza, semboller, çağrışımlar, analojik bağlantılar insanla beraber gelişmiş ve olgunlaşmıştır. Azerbaycan’da Gobustan Kayalıklarında görülen dans eden insan şekilleri, 12 – 14 bin yıllık müzik ve hareket gerçeğini ortaya koymaktadır. Uygur Türklerine ait Hoten şehri Çerçen kazası yakınında Mülçe ırmağı kenarında bulunan Mingyar kaya resimleri 6- 8 bin yıllık bir geçmişten haber vermektedir. Eski Türk müzik enstrümanları ve pentatonik (beş sesli) müzik icra şekli Çin kültürünü geniş biçimde etkilemiştir. Araştırmalara göre Proto Türk kültürünün önemli merkezleri, Sensi ve Kansu eyaletleridir. XX . yüzyılın başında Sovyet araştırıcılar Rudenko ve Griaznov,Altay’lardaki Pazırık Vadisinde buzların altında “Çeng” adı verilen bir enstrüman buldular. Rudenko, bu enstrümanın ait olduğu Proto-Türk kültürü tarihini 3700 yıl önceye götürmektedir.
Bin yıldan daha önceki zamanlarda Orta Asya’da, Horasan ve Uygur bölgelerinde gelişerek yayılan makam musikisi hakkında Farabi, İbn-i Sina, Ebu Bekir Razi, Hasan Şuri, Hekimbaşı Gevrekzade Hafız Hasan Efendi, Haşim Bey eserler yazmışlar ve makamların duygular ve organlarla ilişkilerini tasniflerle belirtmişlerdir.
M.S. 834-932 yıllarında yaşamış olan müslüman Türk bilginlerinden Ebu Bekir Razi, melankoliklerin tedavisi üzerine yazdığı bir eserinde şöyle diyor: “… melankolik hasta kesinlikle meşguliyetle tedavi edilmelidir. … melankolik hasta balık tutma veya avlanma gibi eğlenceli işlerden biri ile uğraşmalıdır. Mümkünse çeşitli oyunlara alıştırılmalıdır; huyunu, ahlakını, davranışlarını beğendiği ve sevdiği kimse ile buluşup görüşmeli özellikle güzel sesle okunan şarkılar dinlemelidir.”
Büyük Türk Bilgini Farabi (870-950) makamların ruha etkisini şöyle sınıflandırır:
Rast makamı: İnsana sefa(neşe, huzur) verir.
Rehavi makamı: İnsana beka (sonsuzluk fikri) verir.
Küçek makamı: İnsana hassasiyet (duyarlılık) verir.
Büzürk makamı: İnsana havf ( çekinme, sakınma duygusu) verir.
İsfahan makamı: İnsana hareket kabiliyeti ve güven hissi verir. Neva makamı: İnsana lezzet ve ferahlık verir.
Uşşak makamı: İnsana gülme ‘dilhek’ verir.
Zirgüle makamı: İnsana uyku ‘nevm’ verir.
Saba makamı: İnsana şecaat (cesaret, kuvvet) verir.
Buselik makamı: İnsana kuvvet verir.
Hüseyni makamı: İnsana sulh (sükunet, rahatlık) verir. Hicaz makamı: İnsana tevazu (alçak gönüllülük) verir
Büyük İslam bilgin ve filozoflarından İbn-i Sina ( 980-1037), musikinin tıpta oynadığı rolü şöyle tanımlamaktadır: “…tedavinin en iyi yollarından, en etkililerinden biri, hastanın akli ve ruhi güçlerini arttırmak, ona hastalıkla daha iyi mücadele için cesaret vermek, ona en iyi musikiyi dinletmek , onu sevdiği insanlarla bir araya getirmektir…”
İbn-i Sina, Farabi’nin eserlerinden çok yaralandığını ve hatta musikiyi de ondan öğrenerek Tıp mesleğinde uygulamaya koyduğunu söylemektedir.Arapça yazdığı Kitap’ün necat ve Kitab’ün Şifa’daki oniki fasıl tamamen musikiye ayrılmış olduğundan, bu kısım Baron Rodolph Dearlangar tarafından Fransızca olarak ‘La musique Arap’ adıyla yayınlanmıştır.
Eski Türk hekimlerinden Şuuri’nin ‘Tadil-i Emzice’ adlı eserinde belirli makamların günün belirli zamanlarında etkili olduğunu belirtmektedir.
Rast ve Rehavi makamları: Seher zamanları etkilidir.
Hüseyni makamı: Sabahleyin etkilidir.
Irak makamı: Kuşlukta etkilidir.
Nihavend makamı: Öğleyin etkilidir.
Hicaz makamı: İki ezan arası etkilidir.
Buselik makamı: İkindi zamanı etkilidir.
Uşşak makamı: Gün batarken etkilidir.
Zengüle makamı: Gurubdan sonra etkilidir.
Muhalif makamları:Yatsıdan sonra etkilidir.
Rast makamı: Gece yarısı etkilidir.
Zirefkend makamı: Gece yarısından sonra etkilidir.
Şuuri’ye göre musikinin meclis adamlarına olan etkileri de birbirlerinden farklıdır.
Ulema (Alimler) Meclisine: Rast ve Tevabii makamları
Ümera (Emirler) Meclisine: Isfahan ve Tevabii makamları
Dervişler Meclisine: Hicaz ve Tevabii makamları
Sufiler Meclisine: Rehavi ve Tevabii makamları etkilidir
Günümüzden 900 sene önce Selçuklu Sultanı Nureddin Zengi tarafından Şam’da yaptırılan Nureddin Hastanesi’nde musiki makamları tedavi amacıyla kullanılmıştır.Sonraki dönemlerde 700 seneden beri Amasya, Sivas, Kayseri, Manisa, Bursa, İstanbul (Fatih Külliyesi) ve Edirne şifahanelerinde 100 sene önceye kadar musiki ile tedavi uygulanmıştır. Evliya Çelebi seyahatnamesinde şöyle yazılıdır:
“Merhum ve mağfur Bayezid Veli …
Vakıfnamesinde hastalara deva, dertlilere şifa, divanelerin ruhuna gıda ve def’i sevda olmak üzere on adet hanende ve sazende gulam tahsis etmiştir ki, üçü hanende biri neyzen, biri kemani, biri musikari, biri santuri, biri udi olup, haftada üç kere gelerek hastalara ve delilere musiki faslı verirler…”
Günümüzde uygulanan teknikte, hasta istirahat pozisyonunu alır, bir seans süresince geniş ve rahatlatıcı bir ritim ve su sesi eşliğinde, Ney, Rebab, Çeng, Ud, Dombra ve Rübab ile emprovize (ritimli taksim) yapılır ve uygun makamlar üzerinde çalışılır. Bu şekilde bir icra sırasında, otizm’den ve psikolojik çocuk hastalıklarından Geriatri’ye kadar çeşitli psikolojik ve fizik hastalıklarda olumlu değişmeler ve iyileşmeler gözlenmektedir.
Batıda müzik terapinin ruhsal hastalıklarda yaygın olarak kullanımı 2. Dünya Savaşı sonrasına dayanmaktadır.Amerikan Müzik Terapi Birliği 1997 yılında müzik terapinin bir bilim dalı olduğunu kabul etmiştir.
Uluslararası Tıp Müzik Kurumu’nun araştırmasına göre klasik müzik dinlemek insanın bedensel ve duygusal sağlığını olumlu etkilemektedir. Günde 20 dakika dinlenilen klasik müzik, bağışıklık sistemini güçlendirerek, hastalıklara karşı vücudun direncini artırmakta, aynı zamanda seratonin ve dopamin hormonlarının salgılanışını artırmaktadır.
Müzik terapi, perioperetif hastalarda stresin fizyolojik ve psikolojik indikatörlerini azaltır. Perioperatif müzik, özellikle tercih şansı
hastalara bırakıldığında günübirlik cerrahide nörohumoral ve immün stres yanıtı değiştirir. Ortaya çıkan etki, klinik olarak etkili olsa da çalışmalarda değişkenlik gösterebilmektedir.
Endikasyonları
- Anksiyetenin azaltılması
- Daha iyi stres yönetimi
- Tedaviye hasta katılımının ve uyumunun artırılması
- Depresyon
- Ağrının farmakolojik olmayan tedavisi
- Otizm
- Hastanede kalış süresinin azaltılması